Don't Ever Let It End - Nickelback Türkçe Çeviri

Don't Ever Let It End
Bitmesine Asla İzin Verme


Don't let it end.
Bitmesine izin verme.
Don't let it end.
Bitmesine izin verme.
Don't ever let it end.
Bitmesine asla izin verme.
 

Well, I got two tickets to the game.
Ya maça iki biletim var.
It would be great if I could take you to this someday.
Bir gün seni maça götürebilirsem şahane olur.

Well, I'll walk you home when the whole things done.
Eh, her şey  bittiğinde seninle eve yürürüm.
If you're there, I don't even care which team won.
Sen yanımda olursan hangi takımın kazandığı umrumda bile olmaz.

We could stop at the coffee shop.
Kahve dükkanında durmalıyız
And make fun of the cops in the parking lot.
Ve park alanındaki polislerle alay ederiz
We could laugh as we both pretend that we're not in love and that we're just good friends.
 
İkimiz de numara yaptığı sürece şuna gülebiliriz: Aşk yaşamıyoruz (sevgili değiliz) ve biz sadece iyi arkadaşlarız.


Well, I'm tired of pretending, but I'm terrified of it ending.
 Eh, numara yapmaktan yoruldum , ama biterse diye dehşete kapılıyorum.

I know if not for you there's nothing I could do to ever let it end.
Senin için bir şeyler ifade etmediğini bilsem, bitmesi için her şeyi yapardım.
And I know you feel the same way, because you told me drunk on your birthday.;
Aynı şekilde hissettiğini biliyorum , doğum gününde alkollüyken anlatmıştın.
And as you pulled me near, whispered in my ear - don't ever let it end.
Ve beni kendine doğru çekip ,kulağıma şöyle fısıldamıştın : bitmesine asla izin verme.

  
Don't let it end.
Bitmesine izin verme
Don't let it end.
Bitmesine izin verme.
Don't ever let it end.
Asla bitmesine izin verme.

Saturday I'm gonna take her out.
Cumartesi onu dışarıya çıkartacağım
Because her favorite band is gonna play downtown.
Çünkü şehrin göbeğinde (şehir merkezinde) onun favori grubu çalacak.
Gonna sing the song we've all heard, about those two young friend who should have fell in love.
Duyduğumuz şeyi, 
birbirlerine aşık olması gereken iki genç arkadaş temalı şarkıyı, hep bir ağızdan söylemeye başlıyacağız.
Later on we'll cut through the park.
Sonrasında parkın içinden geçeriz.
And she can hold my hand because she hate the dark.
Ve elimi tutabilir çünkü karanlıktan nefret eder.

And we could laugh as we both pretend that we're not in love and that we're just good friends. 
İkimiz de numara yaptığı sürece şuna gülebiliriz: Aşk yaşamıyoruz (sevgili değiliz) ve biz sadece iyi arkadaşlarız.


Well, I'm tired of pretending, but I'm terrified of it ending.
 Eh, numara yapmaktan yoruldum , ama biterse diye dehşete kapılıyorum.

I know if not for you there's nothing I could do to ever let it end.
Senin için bir şeyler ifade etmediğini bilsem, bitmesi için her şeyi yapardım.
And I know you feel the same way, because you told me drunk on your birthday.;
Aynı şekilde hissettiğini biliyorum , doğum gününde alkollüyken anlatmıştın.
And as you pulled me near, whispered in my ear - don't ever let it end.
Ve beni kendine doğru çekip, kulağıma şöyle fısıldamıştın : bitmesine asla izin verme.

Don't let it end.
Bitmesine izin verme.
Don't let it end.
Bitmesine izin verme.

(Please promise that this won't end)
(Lütfen söz ver, bu bitmesin.)
Don't ever let it end.
Bitmesine asla izin verme.

Greatest times we ever had, 
Harika zamanlar geçirdik , 
It's crazy now just looking back and laugh.
Çılgınlık (çılgınca geliyor) şimdi ,geçmişe bak ve gülümse
You never know where life's gonna go, because we're the only ones who will ever know.
Asla bilemezsin hayat nereye gider (nereye götürür), çünkü bizler kimsenin asla tanıyamayacağı eşsiz/tek-leriz.
About Sunday night, just her and I.
Pazar gecesi sadece o ve ben.
Sitting side by side in the full moon light.
Dolunayın ışığında yanyana oturduk.
I pulled her close just to hold her tight and the both of us could tell it just felt right.
Onu kendime doğru çektim, sadece sıkı tutmak için ve ikimizden biri doğru şeyleri hissettiğimizi anlatmalıydı.

She looked at me in the sweetest way.
Tatlı bir bakış attı.
Like should could tell what the hell I was about to say.

Ne zırvalayacaksam zırvalamam gerekiyor gibi bir bakış.
Must have took a while to find the words because she cut me off and finally said it first.
Kelimeleri bulmam için biraz zaman geçmeliydi çünkü beni darmadağın etmişti ve sonunda ilk ben söyledim.
Well, I'm tired of pretending, but I'm terrified of it ending.

Eh, numara yapmaktan yoruldum , ama biterse diye dehşete kapılıyorum.
I know if not for you there's nothing I could do to ever let it end. 
Senin için bir şeyler ifade etmediğini bilsem, bitmesi için her şeyi yapardım,
Yes, you know I feel the same way, because I told you drunk on my birthday.
Evet ,biliyorsun aynı şeyleri hissettiğimi , çünkü doğum günümde alkollüyken anlatmıştım.
And as I pulled you near, whispered in your ear - don't ever let it end.

Ve seni kendime doğru çekip , kulağına şöyle fısıldamıştım - bitmesine asla izin verme.


Don't let it end.
Bitmesine izin verme.
Don't let it end.
Bitmesine izin verme.
(Please promise that this won't end)
(Lütfen söz ver, bu bitmesin.)
Don't ever let it end.
Bitmesine asla izin verme.

Don't let it end.
Bitmesine izin verme.
Don't let it end.
Bitmesine izin verme.

(Please promise that this won't end)
(Lütfen söz ver, bu bitmesin.)
Don't ever let it end.
Bitmesine asla izin verme.



counter Kez Görüntülendi.(Views)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Çok Görüldüler..! Son 7 Gün